Amélie

Tr

Bir film sizi ne kadar etkileyebilir? Köhne bir Paris sokağında kaybolmuşken bir filmin size kendinizi hatırlattığını düşünün. Kişiliğinizle bu kadar uyumlu bir film izlediğinizde, etkisi daha da derin olmaz mı? Üstelik bu filmin baş karakteriyle birebir benzer olduğunuz bir başkaları tarafından söylenmişse, o film sizin için ne kadar anlamlı olacaktır?




Günlerdir bu filmi izlemek için üstün bir çaba sergiledim diyebilirim. Aksilikler, yoğunluk ve can sıkıcı birkaç şey... Ancak sonunda filmi izleyip bitirmeyi başardım. Karakter bir yana, filmin görselliği kesinlikle harikaydı. Görüntü yönetmeni gerçekten harika bir iş çıkarmış. Özellikle Paris’in gece manzaraları ve Amélie’nin pencereden baktığı sahnedeki renk uyumu büyüleyiciydi. Dekor, ışık, mekanlar, renkler... Renkler üzerinden bir ruh hali oluşturulmuş adeta. Film müzikleri Yann Tiersen eserleri ve günlerdir kulağımda yalnızca onlar var diyebilirim. Özellikle “La Valse d'Amélie” parçası, filmin melankolik ama umut dolu ruh halini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Paris’in eski sokakları, caddeleri, parkları ve hatta otobüs terminali hepsi ayrı bir hava katmış filme. Oyunculukların absürtlüğünün yanı sıra doğallığı da ayrı bir anlam katmış filme.


Amélie hakkında genel bir anlatımdan ziyade, yalnızca bana bıraktıklarından bahsetmek istiyorum. Film, Paris'te yaşayan ve hayatını başkalarının mutluluğuna adayan Amélie Poulain'in hikayesini anlatıyor. Günlük hayatının monotonluğu ve etrafındaki insanların dertleriyle yoğun bir bağ kuran Amélie, küçük ama etkili dokunuşlarla hayatları değiştiriyor. Bu film, izleyen herkesin farklı anlamlar çıkarabileceği detaylarla dolu. Ancak benim için büyük bir anlam taşımasının sebebi, kendi hayatımdaki benzerliklerle bağlantı kurmam oldu.


Zihnindeki kendiyle olan konuşmalarını televizyonda izleyişinden tutun, hayalini kurduğu anlara ve hayaliyle oluşan yıkıma kadar onu çok iyi tanıyorum.


Komşusuna sırf kocasının arkasında bıraktığı ihanetle yaşamaması için oturup mektup oluşturması bana çok tanıdık geldi. O çabanın ardından hissedilen huzur ve gurur, Amélie’nin ne hissettiğini biliyorum. Kendisini asla ilgilendirmeyen ve yorucu bir işle kim uğraşır ki sorusuna, “Elbette ben!” derim.


Yalnız ve yaşlı bir adamın arkadaşı ve hatta dostu olması, o adamın tek başına yemek yemesinden ötürü duyduğu üzültüyü hissetmesi de yine çok tanıdık. Kasete onun için eklediği komik videolar biraz olsun gülmesi için verdiği çabalardan ibaretti. Ve bu çaba karşılıksız kalmadı; aynı yaşlı adam Amélie’nin kırılgan bir cam olmadığını hatırlattı neyse ki.


Nino’yu o gizemli adamla buluşturması da benim yapacağım bir hareketti. Ancak Nino kısmında yalnızca bu kadar ortağız Amélie ile. Amélie türlü türlü oyunlar dizdi, planladı ve harekete geçti. Elbette o son anda Dufayel’in harekete geçiren kaydı çok önemliydi. Amélie’yi harekete geçiren en önemli şeylerden biri o kayıttı. Ancak Amélie o anda kalkıp heyecanla evden çıkmaya kalkışmayacak olsaydı dahi Nino kapıya kadar gelmiş ve onu bekliyordu. Nino’nun onu beklemesini sağlayan ise Amélie ve onun yaptıklarıydı.


Evet, Amélie ile benzediğimi duymak beni onore etti ancak çok da değil. Nedeni ise şu: Henüz filmi izlerken arkadaşıma bu filmin sonunu biliyorum galiba demiştim. Her şeyin tepe taklak olduğu ve berbat bir hale döndüğü bir son bekliyordum. Ancak öyle olmadı. Yalnızca Amélie çöpçatanlıkta pek başarılı olamadı; aslında bu meselede de başarılı olmuştu ancak bizim şu tuhaf ikili biraz fazla tuhaf ve Joseph fazla takıntılıydı.


Evet, mucizelere inanmıyorum. Ancak Amélie’nin hikayesi bana, bazen hayatta küçük ama anlamlı dokunuşların mucizeler oluşturabileceğini hatırlattı. Özellikle Amélie’nin yaşlı komşusuna bıraktığı mektupla onun hayatında oluşturduğu küçük mutluluğun bir mucizeye dönüştüğünü görmek, insanın bu dokunuşların gücünü unutmamasını sağlıyor. En azından bugün değil ama hayatın küçük mucizeleri ne zaman göstereceğini de belli etmez,öyle değil mi?











En

How much can a film affect you? Imagine being lost in an old Parisian alley and realizing that a film reminds you of yourself. Wouldn’t a film that aligns so perfectly with your personality leave an even deeper impact? Moreover, if someone else told you that you bear a striking resemblance to the main character, how meaningful would that film become for you?


For days, I have made a great effort to watch this film. Obstacles, busyness, and a few frustrating things... But in the end, I managed to watch it through. Aside from the character, the film’s visuals were absolutely stunning. The cinematographer truly did an amazing job. Especially the nighttime scenes of Paris and the harmony of colors in the scene where Amélie gazes out of her window were mesmerizing. The decor, lighting, locations, colors... They created a mood through colors alone. The film’s music, composed by Yann Tiersen, has been the only thing I’ve listened to for days. Especially "La Valse d'Amélie," which perfectly reflects the melancholic yet hopeful mood of the film. The old streets of Paris, its avenues, parks, and even the bus terminal all added a unique atmosphere to the movie. The absurdity of the performances, coupled with their naturalness, brought a distinct charm to the film.


Rather than offering a general account of Amélie, I want to talk about what it left with me. The film tells the story of Amélie Poulain, who lives in Paris and devotes her life to the happiness of others. Caught in the monotony of her daily life and deeply connected to the troubles of those around her, Amélie transforms lives through small but impactful gestures. This film is full of details that allow each viewer to draw their own meanings. For me, however, its significance stems from the similarities it shares with my own life.


From the way she watches her conversations with herself on television to her imagined moments and the disappointments born of those dreams, I know her very well.


Her act of writing a letter for her neighbor, just so she wouldn’t live with the betrayal her husband left behind, felt very familiar to me. The peace and pride felt after such an effort are emotions I deeply understand. To the question of who would take on such a tedious and irrelevant task, my answer would be, “Of course, me!”


Becoming a friend, even a companion, to a lonely and elderly man—feeling sorrow at his having to eat alone—is also something I’ve known well. The funny videos she recorded on tape for him were small efforts to make him smile. And these efforts did not go unnoticed; the same elderly man reminded Amélie that she was not a fragile piece of glass.


Helping Nino meet that mysterious man was also something I would have done. But when it comes to Nino, my similarities with Amélie end there. Amélie orchestrated and planned all sorts of games before taking action. Of course, the recording by Dufayel, which spurred her to act at the last moment, was very significant. One of the most important things that moved Amélie to action was that recording. However, even if Amélie hadn’t left the house in excitement at that moment, Nino had already come to her door and was waiting for her. And it was Amélie’s actions that ensured Nino would wait for her.


Yes, being told that I resemble Amélie honored me, but not entirely. The reason is this: While watching the film, I told my friend, “I think I know how this movie will end.” I was expecting an ending where everything turned upside down and became disastrous. But it didn’t happen that way. Amélie wasn’t particularly successful at matchmaking; actually, she was successful in this as well, but our quirky pair was a bit too quirky, and Joseph was overly obsessive.


Yes, I don’t believe in miracles. At least not today. But Amélie’s story reminded me that sometimes small but meaningful gestures in life can create miracles. Especially seeing how the letter Amélie left for her elderly neighbor brought a small joy into his life, turning it into a miracle, makes one remember the power of these gestures. Not today, perhaps, but who knows when life’s small miracles might appear, don’t you think?