En Mutlu An
Dedem kısık gözleri ile evin açık kapısından sonbaharın gelmiş olduğu bahçeye bakarken, benim gözümde bir ömür portresini andırıyordu. Zayıf yüzünde katmanlara dönüşmüş olan her bir kırışık ne kadar çok hikayeye şahitti acaba? Yine aynı yüzde beliren yeşil damarlar ne gibi sinirlerin birikmesinden ötürü acı çekmişti? Kahve ve yeşil renklerinden oluşan ela gözlerinden ne kadar çok gözyaşı süzülmüş, ne gibi acılara seyirci kalmıştı? Seksen küsür yıl… Dile kolay, sekseni aşan bir ömür… Gözleri bana doğru kaydı ve onu izlediğimi fark etti. Gülümsedim oda yaşlı yüzündeki tüm mimikleri kullanarak bana karşılık verdi. “Bir şey sorabilir miyim?” dedim. Meraklı biri olduğumu biliyordu… Birkaç gündür süren sorularımdan onun gibi anlatmayı seven bir adamı bile bıktırmıştım galiba. O bir şeyler anlattığında yorum yapmıyor, sözünü kesmiyor ve sadece dikkatle dinliyordum. Hâlbuki o sohbet tarzında konuşmayı daha çok seviyordu. Lakin onun yanında geçirdiğim süreyi kendi sözcüklerimle h...